UZAYLILAR TARAFINDAN KAÇIRILDI

UZAYLILAR TARAFINDAN KAÇIRILDI

Hipnotizma, insanı önce kontrollü bir şekilde uyutup ardından anılarının yaşandığı ana götürerek, zihnin çeşitli nedenlerle anımsayamadığı ancak yaşanmış olayları ortaya çıkarmanın en çok bilinen yöntemidir.

Hipnotizma, insanı önce kontrollü bir şekilde uyutup ardından anılarının yaşandığı ana götürerek, zihnin çeşitli nedenlerle anımsayamadığı ancak yaşanmış olayları ortaya çıkarmanın en çok bilinen yöntemidir. Hipnoz her insana uygulanmaz çünkü her bünye hipnotizmaya uygun değildir. Hatta çoğu zaman da acemi ya da kötü niyetli ellerde tehlikeli bir silaha bile dönüşebilir.

ABD’de bu yöntem çoğunlukla UFO’lar tarafından kaçırıldığını iddia eden insanlara sıkça uygulanmaktadır. Zira kaçırılan kişilerin hemen hepsi yaşadıklarını ancak bu yöntemle anımsayabiliyorlar. Bu da onların bilinçdışı uygulamalara maruz bırakıldığını düşündürtüyor. Analizci zihin dediğimiz açık bilinç hali bu noktada devre dışı bırakılıyor ve bedene uygulanan tüm (şiddet, korku bilinmezlik içeren) müdahaleler sadece tepkisel zihin tarafından bellekte hatta kim bilir belki de vücudun başka başka hücrelerinde bile depolanabiliyor bile olabilir.

Yazımızın konusu ise kaçırılmış bir kişinin seansında konuşulanlar. Kimliği gizli tutulan kişinin hipnozu sırasında anlatılan Dr. Pauline Delcour tarafından kayıt altına alınmış.

Olay bundan böyle denek sıfatıyla anlatılacak olan kişinin 11 yaşındayken bisiklete binmesiyle başlıyor. Deneğimiz ufak bir çocuk ile karşılaşıyor ve karşılaştığı çocuk ona göle gidip birlikte kertenkele yakalamayı teklif etmiş. Bu kaçırılıp geri dönme olayı “Griler” olarak uzaylı yaratıklar hakkında açıklamalarda bulunuyor. Şimdi sizlere bu kayıttan bir bölüm aktarıyorum. Ardından acaba diyerek sorumu açıyorum. Tüm bunlar gerçek mi yoksa sağlıksız bir bilincin ürünleri mi? Bilimciler ikincisini kabul ediyor ancak UFO’cular açısından bu tam bir kaçırılma-abduction vakası.

 

Delacour : Kertenkele aramaya gittiğin zamana geri dönmek istiyor musun?

Denek    : Evet.

Delacour : Her şey hakkında bilinçlisiniz. Neler oldu?

Denek    : Birdenbire kaybolduk.

Delacour : Çocuk mu kayboldu? Ya sen? Bisikletin hala orada mı?

Denek     : Evet. Dışarıda.

Delacour : Nereye gittin?

Denek    : Bilmiyorum. Orada uyuyordum, birden uyandım.

Delacour : Evet, birden uyandın. Oradasın. Saat kaç şu anda?

Denek     : Dört civarı.

Delacour : Güneş hala tepede mi?

Denek    : Evet.

Delacour : Sonra neler oldu?

Denek    : Eve gidiyorum.

Delacour : Eve gittiğinde saat kaçtı?

Denek    : Yedi civarıydı. Geç olmuştu. Annem sokağın ucunda beni bekliyordu.

Delacour : Arsadan evine ne kadar mesafe vardı?

Denek    : 15 veya yirmi dakika.

Delacour : Annen nasıldı?

Denek  : Beni sokakta iteleyerek götürdü. Saatin yedi olduğunu ve benim nerede olduğumu bilmediğini tekrarlayıp durdu.

Delacour   : Annen korkmuş muydu?

Denek      : Evet.

Delacour  : Evden çıkalı çok olmuş muydu?

Denek      : Saat 10:00. O zaman çıkmıştım.

Delacour  : Geri dönelim. Bu çocuk ile birlikte olduğun zamana… Sen o arsaya gittin ve sekiz şeklinde bir göle baktın. O noktaya bir bakalım. Sen gölü arıyordun ve daha uyumamıştın. Her şeyin farkındasın. Şimdi her şeyi hatırlıyorsun. Neler oluyor?

 

Denek      : O bana “Hadi yere yatalım ve gökyüzünü seyredelim,” diyor. 

Delacour  : Çok sıcak bir gündü, değil mi? Ondan sonra neler oldu?

Denek     : Böcekleri duyabiliyoruz.

Delacour : Gökyüzünde herhangi bir şey görebiliyor musun?

Denek    : Orada bir şey var. Yuvarlak, bir tabak gibi. O kadar hafif ki farkına varmıyorsunuz. Yansıyor ve o yüzden görmüyorsunuz. Sanki gökyüzünün bir parçasıymış gibi.

Delacour : Yani etrafındakini yansıtıyor. Bu tabağa ne oldu.

Denek    : Yere iniyor. Dümdüz bir şey.

Delacour : Çocuk da onu görüyor mu?

Denek    : Evet. Bana “Hadi gel, ne olduğuna bir bakalım,” diyor. Ben sadece oradan gitmek istiyorum. (Gülme). Benim elimi tutuyor.

Delacour : Neler oldu?

Denek     : (Mırıldanıyor)

Delacour  : Tabağı şimdi görebiliyor musun?

Denek      : Arsada.

Delacour  : Yani seni elinden tutup oraya götürüyor?

Denek     : Evet… Çok sessiz.

Delacour : Hala yürüyor musun?

Denek    : Hani pandomim yapanlar var ya… Yürür gibi yapanlar… Öyle yürüyorum.

Delacour : Yani yürür gibisin. Dikey şekilde mi yatay şekilde mi ilerliyorsun?

Denek    : Yukarı doğru çıkıyorum.

Delacour: İkiniz tabağa doğru gidiyorsunuz. Çok kesin, detaylı bir şekilde etrafını hatırlamaya çalış.

Denek   : Şeffaf ve bir ışık titriyor. Altında bir rampa var.

Delacour : Yerde mi yoksa havada mı?

Denek    : Yere değen tek şey rampa.

Delacour : Ondan sonra ne oldu? Neler hissettin?

Denek    : Çok sakinim. Tabak yaklaşık 20 metre çapında.

Delacour : Çocuk da sakin mi? Mutlu mu?

Denek    : Sanki bir şeyler biliyormuş gibi görünüyor. “Her şey yolunda,” diyor.

Delacour : Rampadan çıkarken neye benziyor?

Denek    : Karanlık. Sanki karanlık orada yükseliyor. Her taraf karanlık.

Delacour : Rampa neye benziyor?

Denek    : Düz… Yapışıyor ama madene benziyor.

Delacour : Tabağın altı neye benziyor?

Denek    : Parlak bir vaziyette yansıyor.

Delacour : Yani rampadan çıktın ve içine girdin mi?

Denek    : İçine girdim ve rampa çıktı. Kapanıyor.

Delacour: Çocuk hala elinden mi tutuyor?

Denek  : Evet içeride duvarlardan gelen çok loş bir ışık var. Bir koridora benziyor. Bir yuvarlak koridor. Yani bir boruya benziyor.

Delacour : Tabağın 20 metre çapında olduğunu söyledin. İçi de aynı büyüklükte miydi?

Denek    : Bilmiyorum. Ben koridordayım. Söyleyemeyeceğim.

Delacour : Neler oldu?

Denek    : Uzun bir koridorda yürüyorum.

Delacour : Çocuk, nereye gittiğini biliyor mu?

Denek    : Biliyormuş gibi görünüyor. Bir şey göremiyorum.

Delacour : Seni nereye götürüyor? Sakin ol heyecanlanma.

Denek    : Sağ tarafta duvarda kapılar var. Dezenfekte ilacın kokusu var.

Delacour : Herhangi bir şey duyabiliyor musun?

Denek    : Sadece bir vızıltı.

Delacour : Ondan sonra ne oldu?

Denek    : Elini duvara koyuyor. Kapı açılıyor. Her taraf karanlık ve biri “Hoş geldin!” diyor.

Delacour : Kim hoş geldin diyor? Onları görebiliyor musun?

Denek    : Hayır. Sanki hepsi birden “hoş geldin” diyorlar.

Delacour : Kulaklarınla mı yoksa beyninle mi duyuyorsun?

Denek    : Kulaklarımla duyduğumu sanmıyorum.

Delacour : Etrafına baktığında neler görüyorsun?

Denek    : Sandalyeler. Madenden yapılmış.

Delacour : Ne tür şekiller var?

Denek    : Dişçi sandalyelerine benziyorlar. Bir tanesinde oturuyorum.

Delacour : Ufak çocuk nerede?

Denek    : O da bir tanesinde oturuyor.

Delacour : Şimdi ne oldu? Sen sandalyedesin ve arkana yaslanıyorsun.

Denek    : Hareket edemiyorum.

Delacour : Seni ne geri çekiyor?

Denek    : Göremiyorum. Hareket edemiyorum. Vücudumu oynatamıyorum. Bacaklarımın ve kollarımın etrafında bir şey yok. Sadece hareket edemiyorum. Nefes alınca sanki vücudum ağırlaşıyor.

Delacour  : Orada her hangi biri var mı?

Denek     : Evet, şimdi biri var.

Delacour : Ufak çocuk hala orada mı?

Denek    : Sanki gülümsüyor ama değişiyor.

Delacour : Nasıl değişiyor?

Denek    : Çok büyük gözleri var.

Delacour : Bana onu değişirken tarif et.

Denek    : Saçları yok ve büyük gözleri var. Üstünde daha hala aynı tişört var.

Delacour : O zaman kıvırcık saçı kayboldu ve mavi gözleri şimdi büyük. Gözleri ne renk?

Denek    : Siyah.

Delacour: Teni ne renk?

Denek   : Gri, yeşil, bir kertenkele gibi. Gözleri oval ve yukarı çekik.

Delacour: Normal bir insanın göz şeklinde mi?

Denek   : Hayır.

Delacour : Bu resimlerde gördüğün Griler’e mi benziyordu.

Denek    : Aşağı yukarı.

Delacour : Neyi farklı?

Denek    : Kolları artık insan kollarına benzemiyor. Vücudundaki elbiseler üstünden düşüyor. Gömleği uymuyor, üstünden düşüyor. “Senin arkadaşınım,” diyor.

Delacour  : Sana bunu mu söyledi?

Denek     : Evet.

Delacour : Kafanda mı duyuyorsun?

Denek    : Hayır. Sadece şunu söylüyor. “Ben senin arkadaşınım.”

Delacour : Onu söylediğinde neler düşünüyordun?

Denek    : İnanamıyorum.

Delacour : Yani ona mı inanmıyorsun?

Denek   : Hayır. İnanamıyorum. İnanılmaz. Hayır, inanamıyorum. Güvenmiyorum. Kabul edemiyorum.

Delacour : Bu kişinin değişmesine mi? Odada başka kim var? Onları önceden göremiyordun ama şimdi görüyor musun?

Denek     : Ona benzer beş altı kişi var.

Delacour : Onlar ilki ile aynı boydalar mı?

Denek   : Hayır, biraz daha büyük.  Fazla değil, sadece biraz. O da farklarını ortaya koyabilmek için.

Delacour : Ama senden küçüktü?

Denek    : Benden küçük görünüyor. Boy atıp atmadığından emin değilim.

Delacour : Sandalye rahat mı?

Denek    : Önemli değil.

Delacour : Sen bu beş ya da altı Gri arasında tek kişi misin?

Denek   : Çok büyük bir oda. Sadece benim bölümüm aydınlatılmış ve sadece orayı görebiliyorum. Dışarısı görünüyor. Başka sandalyeler de var. Hepsi bir yuvarlak şeklinde yerleştirilmiş ve hepsi sona kadar dayanıyorlar. Odanın ortasında bir makine var. Islık sesine benzer bir ses var.

Delacour : Ondan sonra ne oldu.

Denek   : Burnumun üstüne bir şeyler yapıştırıyorlar. Bir şeyler çıkarıyorlar ve başka bir şey sokuyorlar. Uzun kollu yaratık yapıyor.

Delacour : Hiç acıdı mı?

Denek    : Sanki batıyor. Rüzgarın uğultusuna benzer bir ses var. Dişlerime bakıyorlar. Bana ısırmam için bir şey verdiler. Dişlerimin kalıbını aldılar. Dişlerime karşı ilgi duyuyorlardı. Onların galiba dişleri yok. Dilimin üstündeki maddeden aldılar. Kulaklarıma baktılar.

Delacour  : Sana bakma haricinde bir şey yapıyorlar mı?

Denek     : Pantolonumu çıkardılar. Popom acıyor.

Delacour : Yani seni ters çevirdiler.

Denek    : Evet, yüzüyor gibi oluyorum.

Delacour: Rektum tahliline benzer bir şey mi? Hissedebiliyor musun?

Denek   : Evet, hoşuma gitmiyor.

Delacour : Herhangi bir şey soktular mı?

Denek    : Bilmiyorum.

Delacour : Dene. Hatırlama gücünü arttır. Dene. Neler yaptıklarına bak. Hepsini bir daha görüyormuş gibi davran.

Denek    : Çocuk bana yiyecek bir şey verdi. Nereye gittiğini görmek istiyorlardı. Vücudumun içinden nasıl geçtiğini görüyorlar.

Delacour : Sindirimin nasıl çalıştığını mı görüyorlar?

Denek   : Bilinçsizler. Herhangi bir yerden çıkacağını tahmin ediyorlar.  Aniden tuvalete gideceğimi sanıyorlar.

Delacour : Aradıkları şeyin yerini tayin ettiler mi?

Denek    : İçimde olduğunu biliyorlar ama bulamıyorlar.

Delacour : Ondan sonra neler yapıyorlar?

Denek    : Beni bir makinaya bağladılar. Benim gördüğüm ve hayal ettiğim şeylere bakabiliyor. Aldığım bilgilerle neler yaptığımı görmek istiyorlar.

Delacour : Yani bir beyin tahlili?

Denek    : Geleceğimi biliyorlardı.

Delacour : Bunu planladılar mı?

Denek    : Evet

Delacour : Seninle bundan önce çalıştılar mı? Senin hakkında kayıtları var mı?

Denek    : Evet

Delacour : Bütün ömrün boyunca mı bu böyleydi?

Denek    : Evet.

Delacour: Hep aynı kişiler mi yapıyor, yoksa başkaları da mı var?

Denek   :Hayır, sadece bunlar. Bu nedenle çocuk beni tanıdığını söyledi. Sanki tanıdığım birine benziyordu.

Delacour  : Yani bütün ilişkin sadece bunlarla mı?

Denek     : Evet, hala öyle. Bilmem gereken insanlara benziyorlar.

Delacour : Bunu bana biraz daha açıklar mısın?

Denek   : Ben bir hippiysem onlar da bir hippi gibi oluyorlar. Benim hoşlandığım kişilere benzetiyorlar kendilerini. Senin görmek istediğini sana gösteriyorlar.

Delacour : Yani sen birini beğeniyorsan, onlar senin dikkatini çekiyor ve onlarla gidiyorsun?

Denek    : Bu nedenle ilk görüşme ağır ilerliyor çünkü onlar daha öğrenmeye çalışıyor.

Delacour: Bu ufak çocuğa benzer yaratığın bir ismi var mı?

Denek   : Peter’e benziyor ama değil. Daha ziyade Plear gibi bir şey. İsimler önemli değil. Daha çok “beni çağır” oluyor yani bir isim değil.

Delacour : Erkek mi kadın mı?

Denek    : Erkek. Ben bir kızla oynamak istemezdim.

Delacour : Gemideyken hala bir cinsiyet var mı?

Denek    : Sonradan bir kadın gibi görünüyor.

Delacour : Beyin tahlilinden sonra ne yaptılar?

Denek    : Bana sanki yıllar sürüyormuş gibi geldi. Beni takip edebilmeleri için bir şey yaptılar.

Delacour : Senden gelen herhangi bir bilgiyi kendileri için kullandılar mı?

Denek    : Evet. Gördüklerimle neler yaptığımı öğrenmek istediler.

Delacour : Beyin tahlilinden sonra daha neler yaptılar?

Bir görüşe göre Dünya'yı ziyaret eden ırklardan Gri'ler Reptilian'ların kontrolü altındalar.  

Denek  : Gözüme baktılar. Çok uzun sürdü ve beni geri götürme gerekçesi duydular. Birden bire bir panik yaratıldı. Yani hiç kimse, “Çok uzun sürdü, geri götürmemiz gerek,” demedi. Birden bire hepsi alarma geçti.

Delacour  : Aralarında konuşuyorlar mıydı?

Denek    : Birbirilerine bakıyorlar. Birbirlerine sanki bir şeyler söylüyor ama direk bir konuşma yok.

Delacour : Emirleri sence nerede alıyorlar.

Denek    : Beyinlerinden.

Delacour: Ne düşünüyorsun? Başka bir yerden mi yoksa gemiden mi?

Denek   : Gemiden. Onlar olmayan başka yaratıklar.

Delacour : Griler emir altında Plear’da mı öyle?

Denek    : O sanki bir takım başkanı.  Gemide devamlı kalmaktan az sıkıcı.

Delacour : Dünyada neleri seviyor?

Denek   : Çok gülünç. Yaptıkları her şey önceden hazırlanmış ama kesin değil, olaylar nedensiz oluyor. Mesela bir araba çarpışmasına karşı dikkatli olması lazım ama olmayacağını biliyor. Benim davranışlarımı anlıyor.

Delacour : Şu an seni götürmek için panik yapıyorlar değil mi?

Denek    : Sandalyeden çıkarılıyorum ve yorgun hissediyorum. Rampa aşağı iniyor ve ben acele dışarı gönderiliyorum. Beni dışarı itiyorlar. Yer çekimi beni rampadan aşağı çekiyor. Uykuluyum. Rampanın sonuna geldiğim an kapanmaya başlıyor ve yukarı çıkıyor. Ben ellerimle dizlerimin üzerindeyim ve bisiklete doğru sürükleniyorum.

Delacour : Hala ayıksın. Neler oluyor?

Denek    : Açım ve susuzum. Çok da kızgınım.

Delacour : Bisikletine gidiyorsun. Ondan sonra uyuyor musun?

Denek    : Hayır. Sadece oraya nasıl geldiğime şaşırıyorum.

Delacour : Uçan daireyi hatırlayabiliyor musun?

Denek  : Ne demek istiyorsun? Kertenkelemin olduğunu sanıyordum ve yoktu. Bu beni sinirlendiriyordu.

Delacour :  Plear’ı ve uçan daireyi hatırlamanı engelleyen şey neydi? Senin hatırlaman mı durdurdular?

Denek  : Gerek yoktu. Sildiler. Bir kaset siler gibi hafızamı sildiler böylece unutup unutmayacağım hakkında bir şüpheleri yoktu. Kertenkele engelini öne koydular. Onu düşünmek istediğim her zaman kertenkeleler aklıma geliyor.

Evet, bu kaçırılma vakası sayısız vakalardan sadece birine ait. Bize Gri’lerin başka insanların kılığına girip size de kaçırıabileceklerini gösteriyor.  Eğer şu an Gri’lerden korkuyorsanız bu bilgiler sizin huzurlu olmanıza hiç de yardımcı olmuyordur. Bu nedenle yeni arkadaşlara dikkat edin.

 

Levent Aslan

Fenomen Dergisinden esinlenilmiş ve alıntılanmıştır.

Levent ASLAN

LEVENT ASLAN

Yazar

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

PHILADELPHIA DENEYİ GİZEM

PHILADELPHIA DENEYİ

LINCOLN VE KENNEDY SUIKASTLARINDA KOZMİK GİZEM GİZEM

LINCOLN VE KENNEDY SUIKASTLARINDA KOZMİK GİZEM

ANTHONY HOPKINS; YETENEK Mİ LANET Mİ? GİZEM

ANTHONY HOPKINS; YETENEK Mİ LANET Mİ?

ATLANTİS, EFSANE GERÇEK Mİ? GİZEM

ATLANTİS, EFSANE GERÇEK Mİ?

URARTU ALTINLARI MIYDI NUH'UN GEMİSİNDE SAKLANAN? GİZEM

URARTU ALTINLARI MIYDI NUH'UN GEMİSİNDE SAKLANAN?

İZMİR'İ KİM YAKTI? GİZEM

İZMİR'İ KİM YAKTI?

UZAYLILAR TARAFINDAN KAÇIRILDI GİZEM

UZAYLILAR TARAFINDAN KAÇIRILDI

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI GİZA PİRAMİDİ GİZEM

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI GİZA PİRAMİDİ

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI ARTEMİS TAPINAĞI GİZEM

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI ARTEMİS TAPINAĞI

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI BABİL'İN ASMA BAHÇELERİ GİZEM

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI BABİL'İN ASMA BAHÇELERİ

AGARTHA, DÜNYANIN KALBİNDEKİ KADİM UYGARLIK GİZEM

AGARTHA, DÜNYANIN KALBİNDEKİ KADİM UYGARLIK

DYATLOV GEÇİDİ OLAYI GİZEM

DYATLOV GEÇİDİ OLAYI

ANTIKYTHERA DİJİTAL ELEKTRONİKTEN DAHA MI ÖTEYDİ? GİZEM

ANTIKYTHERA DİJİTAL ELEKTRONİKTEN DAHA MI ÖTEYDİ?

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI RODOS HEYKELİ GİZEM

ANTİK DÜNYANIN YEDİ HARİKASI RODOS HEYKELİ

DÜNYANIN YEDİ HARİKASI OLYMPIA’DAKİ ZEUS TAPINAĞI GİZEM

DÜNYANIN YEDİ HARİKASI OLYMPIA’DAKİ ZEUS TAPINAĞI

İNSAN RUHU VE AYDINLANMA NEDİR? GİZEM

İNSAN RUHU VE AYDINLANMA NEDİR?

STONHENGE GİZEMİ GİZEM

STONHENGE GİZEMİ

KÖTÜLÜK İÇİMİZDE Mİ YAŞIYOR? GİZEM

KÖTÜLÜK İÇİMİZDE Mİ YAŞIYOR?

ORTADOĞU’DA BİR UFO HİKAYESİ GİZEM

ORTADOĞU’DA BİR UFO HİKAYESİ

Yorum Yap